Rapor: Falun Gong’a Zulüm Çin’de Devam Ediyor
Çin rejiminin Falun Gong uygulayıcılarına yönelik 1999 yılından beri yürüttüğü işkence halen devam ediyor. Doğrudan uygulayıcılardan ve ailelerinden bilgi alan ABD merkezli Falun Gong enformasyon websitesi Minghui.org, 2014 yılı raporunu yayınladı. Rapora göre, geçen yıl 91 kişi işkence sonucu öldü, 6.415 kişi yargısız tutuklandı ve 983 kişi inancı sebebiyle yargılanıp hüküm giydi.
Çin’de Falun Gong hakkında her türlü bilgi sansüre uğradığı için, gerçek rakamların çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor.
2014 yılında, en az 6.415 Falun Gong uygulayıcısı 30 ayrı şehirde yargısız tutuklandı. Bu da 2013 raporunda yer alan 4.942 rakamına göre yüzde 29.8’lik bir artışa denk geliyor.
Birçok tutuklu Falun Gong uygulayıcısı işkence gördü. Bazıları tehdit edildi, bazıları beyin yıkama merkezlerine gönderildi ve bazıları ise organ ticareti için kan testinden geçti.
En az 983 Falun Gong uygulayıcısı mahkeme önüne çıkarıldı. Rapora göre, bu rakam da geçen yıla kıyasla yüzde 23.5 arttı.
Yargılanan 983 kişiden en az 65’i yedi yıl ve üstü ceza aldı. En uzun hapis cezası ise 12 yıl oldu. Birçoğu, spritüel uygulamaları suç sayan, Ceza Kanunu’nun 300. maddesine göre cezaya çarptırıldı.
Uygulayıcıların gerçek suçu ise “gerçeği açıklamak” olarak ifade edildi. Falun Gong uygulayıcılarının, anakara Çin’de, rejimin kendilerine nasıl işkence yaptığını ve Falun Gong’un ne olduğunu insanlara anlattıkları biliniyor.
Rejim aynı zamanda avukatlara da gözdağı vererek, Falun Gong uygulayıcılarını savunmalarına engel oluyor. Avukatlar mahkemelerin verdiği cezaları illegal veya yasalara aykırı olarak tanımlıyor. Komünist Parti, savunma avukatlarının Falun Gong uygulayıcıları ile konuşmasını veya dosyalarını incelemesini yasaklıyor. Buna karşı gelen avukatları da yasalara aykırı şekilde tutukluyor ve lisanslarını iptal ediyor.
Rapora göre, birçok yargılama avukatsız gizlice yapılıyor, sahte deliller öne sürülüyor ve sanıklar işkence görüyor.
2014 yılında rejimin Falun Gong’a uyguladığı işkence, en çok kuzeydoğu Çin’in Liaoning Eyaletinde görüldü. Mighui’ye göre, Liaoning’de 196 uygulayıcı yargılandı.
983 dava, rejimin çok geniş çaplı işkencesinin küçük bir kısmını temsil ediyor. En önemlisi ve bilinmeyen ise kara hapishaneler diye adlandırılan tutuklama merkezleri, çalışma kampları ve yargısız cezaevlerine gönderilen Falun Gong uygulayıcılarının gerçek sayısı.
Falun Gong’un resmi basın birimi olan Falun Dafa Bilgi Merkezi, zulmün başladığı 1999 yılından beri milyonlarca insanın tutuklandığını tahmin ediyor.
Falun Gong ve diğer inanç mahkumları ayrıca canlı organ bankası olarak kullanıldı. Organ nakillerinde mahkumlar organları için sistematik bir şekilde öldürüldüler. Onbinlerce uygulayıcının organları için öldürüldüğüne inanılıyor.
Çin’deki organ ticareti suçunu araştıran uluslararası girişimlerden bazıları ise şöyle: Kanadalı insan hakları avukatı David Matas ve meslektaşı Kanada eski Dışişleri Bakanı David Kilgour 2009 yılında yaptıkları araştırmanın bulgularını “Kanlı Hasat” adlı bir kitapta topladılar ve ABD’li araştırmacı, gazeteci Ethan Gutmann 2014 yılında “Slaughter” adlı kitabını yayınladı.
Mahkemelerin kanunsuz hareket etmesi eski Çin Komünist Parti lideri Jiang Zemin’in anayasayı ihlal eden girişimleri sayesinde oluştu. 10 Haziran 1999’da Jiang Zemin, Falun Gong’un yok edilmesi ile ilgili bir emir yayınladı. Bu emri, o zamanlar yeni kurulan; polisten, bürokrasiden ve yargıdan da üstün, Parti organı 610 ofise iletti.
Polis, Temmuz 1999’da Falun Gong’un illegal olduğunu sesli anons edip, uygulayıcıları gruplar halinde tutuklamaya başladı. Çinli avukatlar, uygulamayı yasaklayan herhangi bir kanunun olmadığına devamlı işaret ediyorlar.
ÇKP, Falun Dafa uygulayıcılarını kendisi için bir tehdit olarak görmeye başladı. Parti yetkilileri, Falun Dafa uygulayıcılarının benimsediği “doğruluk, merhamet, hoşgörü” ilkelerinin, Parti’nin ateist ideolojisine tehdit oluşturduğunu düşündüler. Çin devlet istatistik kuruluşuna göre, uygulayıcı sayısı 100 milyona ulaşıp, Komünist Parti üye sayısını geçmişti. Falun Gong’u uygulayan insanlar arasında güvenlik güçleri, ordu ve ÇKP yöneticileri de bulunuyordu.
Yazan: Lu Chen, The Epoch Times