Analiz: Çin, Biden Ailesini Parayla Cezbetti ve Böylece Washington’u Etkiledi
Eski bir iş ortağı, Hunter Biden‘ın babası, yani Joe Biden’ın oğlunun işlerinden elbette haberdar olduğunu belirtti. Joe Biden’ın komünist Çin’e karşı tavrı bu yüzden mi 180 derece değişti?
Hunter Biden’ın e-posta skandalı büyük ses getirdi. Sabit diskinde birçok seks fotoğrafı ve videosu bulundu ve internette yoğun bir şekilde yayıldı. Twitter, bu materyalleri yayınlayan veya ileten binlerce hesabı yasakladı. Facebook da benzer içeriğe sahip gönderileri otomatik olarak sildi. Bu nedenle birçok kullanıcı Twitter’dan ayrıldı ve Gab veya Parler gibi rakiplerine geçti.
Eski bir Hunter Biden iş ortağı, geçen hafta kamuoyuna bir açıklamada bulundu. Hunter’ın babası Demokratik başkan adayı Joe Biden’ın, oğlunun işlerini çok iyi bildiğini ifade etti. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bazı ana akım medya bu olayı haber yapmaya başladı. Fakat, asıl can alıcı soru ise; Joe Biden’ın bu işlerde ne gibi bir rolü vardı? Şu ana kadar Joe Biden, Pekin’den herhangi bir para aldığı yönündeki suçlamaları reddetti.
Biden ailesinin Pekin ile ticari bağları yaklaşık 10 yıl öncesine dayanıyor. Bu makalede buna değineceğim, netlik kazanmak için de, iki zaman çizelgesini yan yana koyacağım. Birisi Hunter Biden’ın ticari başarısı, diğeri ise Joe Biden’ın siyasi yükselişi ve Çin’e karşı tutumundaki değişiklik.
İki Zaman Çizelgesi
Joe Biden’ın Çin ile resmi teması yaklaşık 40 yıl önce başladı. 1979’da ilk kongre üyesi olarak Çin’i ziyaret etti. Siyasi kariyerinin ilk yıllarında, Joe Biden bir şahin olarak tanımlanıyordu ve komünist Çin’e karşı sert tutumu olan biri olarak görülüyordu.
1991 yılında, bir demokrasi hareketinin, yani Tiananmen katliamının şiddetle bastırılmasından sadece iki yıl sonra, ABD Başkanı Bush, Çin’in en çok tercih edilen ülke statüsünü uzatmayı amaçlamıştı.
ABD Kongre kayıtlarına göre, Joe Biden buna şiddetle karşıydı. Kendisi şöyle demişti:
“… Çin silahların yaygınlaşması nedeniyle vahşi bir fil gibi davranmaya devam ederse, buna açık ve net bir mesajla yanıt vermeliyiz… yani Çin’in ticarette en çok tercih edilen ülke statüsünü iptal etmeliyiz.”
Kaynak: bit.ly/2TvpasG
Çin’e İlk Yolculuk İle Her Şey Değişti
1997’de Biden, Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi’nin bir üyesi oldu. Ağustos 2001’de Joe Biden, bu Senato Komitesinin yeni atanan başkanı olarak Çin’e gitti ve o zamanki Çin Komünist Partisi (ÇKP) lideri Jiang Zemin ile bir araya geldi. Jiang, Tiananmen katliamının bir destekçisiydi. O aynı zamanda Falun Gong meditasyon hareketine yapılan zulmün de başlatıcısıdır. Bu zulüm şimdiye kadar 21 yıldır devam ediyor.
BBC’nin haberine göre, Joe Biden ayrılmadan önce, Çin’deki insan hakları ihlalleri, Pekin’in Tayvan’a yönelik tehditleri ve Pakistan ve Kuzey Kore’ye füze teknolojisinin satışı da dahil olmak üzere bir dizi sorunu doğrudan ele alacağını söylemişti.
Ancak bu geziden sonra, Biden’ın komünist Çin’e karşı tutumu giderek değişti. New York Times’daki bir habere göre Biden, komünist Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) katılmasına yardım etmekle ilgilendiğini belirtti. Jiang Zemin’e şunları söyledi:
“Amerika Birleşik Devletleri, küresel sahnede müreffeh, entegre bir Çin’in büyümesini memnuniyetle karşılıyor, çünkü onun kurallara uyan bir Çin olmasını bekliyoruz.”
Kasım 2001’de ÇKP yönetimi altındaki Çin, sonunda Dünya Ticaret Örgütü’ne katılmayı başardı. ABD Kongresi kabul etti ve Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı olarak Biden buna karşı çıkmadı.
Altı yıl sonra, 2007’de Biden Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi başkanlığına yeniden seçildi. Ağustos 2008’de Barack Obama onu başkan yardımcısı adayı olarak atadı.
Hunter Biden ve Hunter’ın Arkadaşları
Aynı dönemde, Biden’in oğlu Hunter ve onun gibi ABD’nin sayılı ve söz sahibi ailelerine mensup arkadaşları, uluslararası iş hayatına atıldılar. Joe Biden’ın Başkan Yardımcısı olarak aday gösterilmesinden kısa bir süre sonra Hunter Biden, Christopher Heiz ile birlikte, 2007 yılında Seneca Global Advisors adlı danışmanlık firmasını kurdu. Christopher Heiz, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin üvey oğludur. Kaynak: bit.ly/3e4lqYn
John Kerry, o zamanlar Massachusetts Eyaletinde bir Senatör idi. Ve Kerry’nin uzun yıllar bir siyasi müttefiki vardı, eski Massachusetts Senato Başkanı William Bulger idi ve oğlu James Bulger, 2007 yılında, Tayvanlı Michael Lin ile birlikte Thornton Group finans şirketini kurdu. Thornton Grubu, kuruluşundan bu yana, Amerika Birleşik Devletleri’nde siyasi olarak etkili bir vakıf olan Eyalet Yasama Liderleri Vakfı (SLLF) ile yakından ilişkilidir.
Michael Lin, Hunter Biden ile Çin’in devlete ait şirketi arasında arabulucu olarak görev yapan önemli bir kilit figürdür.
Michael Lin, LinkedIn girişine bakıldığında, kendi şirketini kurmadan önce JPMorgan Chase Bank, American Express, Bahrain Investment Bank ve Deutsche Bank’ta üst düzey yönetici olarak çalıştı. O, deneyimli bir finans ve yatırım uzmanı ve Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Tayvan’da iyi bağlantıları olan bir kişi.
Barack Obama’nın 2009’da Beyaz Saray’a girmesiyle Joe Biden, ABD Başkan Yardımcısı olarak siyasi kariyerinin yeni zirvesine ulaştı. John Kerry, Dış İlişkiler Senato Komitesi’nin başkanlığını devraldı. Aynı yıl, Joe Biden’ın oğlu Hunter, John Kerry’nin üvey oğlu Christopher Heiz ve John Kerry’nin danışmanı Devon Archer, Rosemont Seneca adlı yatırım şirketini kurdu.
Michael Lin, Çinli Yetkililerle Çalışmaktan Sorumluydu
Bu yıl Michael Lin, Eyalet Yasama Liderleri Vakfı tarafından Çinli yetkililerle çalışmaktan sorumlu Asya / Çin Direktörü olarak atandı. Yale geçmişi ve Tayvan ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki siyasi ve ticari bağlantıları ile Michael Lin, Pekin’in üst düzey siyasi ve ekonomik topluluğundaki en etkili isimlerden biri haline geldi. Michael Lin’in Çin’in Birleşik Cephe Çalışma Departmanı ile çok yakın bir ilişkisi olduğu biliniyor.
Bu belirli Birleşik Cephe Departmanı, doğrudan Çin Komünist Partisi Merkez Komitesine rapor veren önemli bir departmandır. Başlıca rolleri, sosyal, ticari veya akademik etkileri olan veya Çin içinde ve dışında önemli çıkar gruplarını temsil eden komünist olmayan seçkinlerle ilişkileri yönetmektir.
Pekin Washington’a erişim arıyordu ve keza Hunter Biden ve arkadaşları para kazanmak için büyük fırsatlar peşindeydi. Michael Lin, Hunter Biden’ı çok iyi tanıdığından, arabulucu rolü için mükemmel birisiydi.
Nisan 2010’da Michael Lin, Hunter Biden’ın Çin rejimine ait çeşitli finans kuruluşlarına ziyaretini ayarladı. Böylece, birçoğu daha sonra Hunter Biden’ın Çin’deki iş ortakları haline geldi.
Bu görüşmelerden sadece birkaç gün sonra Joe Biden, Washington’da dönemin Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile bir araya geldi.
Joe Biden’ın Ani U Dönüşü
17 Ağustos 2011’de Joe Biden Çin’i tekrar ziyaret etti. Çin’e karşı daha yumuşak tutumu bu seyahatte özellikle dikkat çekiciydi. O zamanki Çin Başkan Yardımcısı Xi Jinping ile konuşan Biden, ABD hükümetinin Tayvan ve Tibet meselesinin Çin’in temel çıkarlarından biri olduğunu tamamen anladığını söyledi ve ABD’nın kararlılıkla tek Çin politikasını sürdürmeye devam edeceğini temin etti.
ABD hükümetinden gelen belgelere göre, Joe Biden artık doğrudan Komünist Çin’in silahlarının ve insan hakları ihlallerinin yayılmasıyla ilgili kötü siciline doğrudan değinmiyor ve eleştirmiyordu. Bunun yerine, Çin ile yakın bir ilişki kurmak için çok çalışıyordu. Bu duruş, Çin konusundaki önceki sertduruşuyla tam bir tezat oluşturuyordu.
Biden’ın işbirliği ödüllendirildi. Altı ay sonra oğlu Hunter, Çin’den büyük bir hediye aldı.
Şubat 2012’de, Çin’in o zamanki Başkan Yardımcısı ve şu anki devlet başkanı Xi Jinping, Amerika Birleşik Devletleri’ni ziyaret etti. 17 Şubat’taki programı çok şey ortaya koydu. Xi sabah ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile bir araya geldi.
Hunter Biden’ın enerji şirketi Çinli Wanxiang Group’tan milyarlarca dolar aldı
Öğleden sonra Xi, Los Angeles’ta bir iş forumuna katıldı. İlk bakışta, sıra dışı bir şey gibi görünmüyordu.
Ancak şeytan ayrıntıda gizlidir: Bu ekonomik forumda bir yatırım anlaşması imzalandı. Xi’nin imza törenine katılması, bunun özellikle önemli bir yatırım olduğunu gösteriyor. Aslında, o yıl Amerika Birleşik Devletleri’ndeki en büyük yabancı risk sermayesi yatırımıydı: Amerikan enerji şirketi Great Point, Çin’den 1.25 milyar dolarlık yatırım aldı. O zamanlar şirketin 30’dan az çalışanı vardı.
Çinli bağışçılar Wanxiang Group’du. Bu, güçlü sermayeye ve Çin parti liderliğiyle yakın bağlara sahip bir şirketler grubudur. Peki bu alışılmadık anlaşma nasıl ortaya çıktı? Cevap Hunter Biden’da saklı. Çünkü Great Point, Hunter Biden’ın danışmanlık firması Seneca Global Advisors’ın müşterisiydi.
Bu, Hunter Biden’ın Çin ile ilk büyük anlaşmasıydı. Bu anlaşma ile Çinli şirketler grubu Wanxiang, ABD’deki faaliyetleri için bir kapı açıcı ve destek elde etti.
Çinli otomobil devi Wanxiang, lityum-demir-fosfat pil teknolojisinin öncülerinden Amerikan şirketi A123 Systems ile ilgilendi. Bu pil hücreleri, hibrit araçlar, elektrikli araçlar ve fotovoltaiklerde uçak motorlarını çalıştırırken elektrikli aletler alanında kullanılır.
Wanxiang, A123 Systems hisselerinin yüzde 80’inden fazlasını, yaklaşık 450 milyon ABD doları karşılığında devralmak istedi. Şirket ayrıca kalan hisselerin yüzde 20’sini de devralmak istediğini açıkladı.
Çin’den satın alma talepleri reddedildi, ABD şirketleri iflas ederek Çin’e satıldı
Ancak ABD Dış Yatırım Komitesi satın alma talebini reddetti. Bunun nedeni, Çin’in bu şekilde geleceğin Amerikan anahtar teknolojilerinden birine erişim sağlayacağı korkusuydu. Aynı zamanda, A123 Systems’in lityum demir fosfat teknolojisinin daha da geliştirilmesi için ABD hükümetinden 2009 yılında toplam 249 milyon ABD doları aldığı belirtildi.
Anlaşma başlangıçta başarısız oldu, ancak hikaye devam etti. Birkaç ay sonra, A123 Systems iflas başvurusunda bulundu. Wanxiang, iflas müzayedesini kazandı ve A123 Systems’i yaklaşık 256 milyon $ karşılığında satın aldı. Aralık 2012’de satın alma, Delaware’deki bir mahkeme tarafından onaylandı. Delaware, Joe Biden’ın memleketidir.
Amerikalı lüks hibrit otomobil üreticisi Fisker Otomotiv de aynı kaderi yaşadı. Akü tedarikçisi A123 Systems’ın iflası, satışa yönelik tek model Fisker Karma’nın daha fazla üretimini imkansız hale getirmişti. Wanxiang, Fisker’in teknolojisiyle ilgilenmeye başladı ve şirketi satın almak istedi.
Fisker Otomotiv de haciz edildi. İlginç olan şey, Hunter Biden’ın adının alacaklılar listesinde olması.
Çin’in büyük kar’ı – Joe Biden’ın memleketinde
Bu sefer Wanxiang, diğer iki tedarikçiyi yenerek ve Delaware tesisini 149,2 milyon dolara devralarak yine kazanan oldu. Fisker ayrıca devlet tarafından da sübvanse edildi. Elektrikli otomobillerin geliştirilmesi için Obama yönetiminden 580 milyon dolar almıştı. Demokrat vali, Delaware’de bir Fisker fabrikası kurmak için Fisker’a 21,5 milyon dolar borç vermişti. Önceden Delaware Senatörü olan Başkan Yardımcısı Biden, anlaşmayı 2009 yılında coşkuyla tanıtmıştı.
Obama yönetimi tarafından yoğun bir şekilde sübvanse edilen iki şirket olan A123 Systems ve Fisker Otomotiv, cüzi bir rakam ile, Çinli bir şirketin eline geçti.
Her iki şirketin de Joe Biden’ın memleketi Delaware ile bağları var. 1973’ten 2009’a kadar Joe Biden, Delaware eyaletini ABD Senatosunda 36 yıl boyunca temsil etti. Delaware’deki siyasi etkisi göz ardı edilemez. Pek çok eleştirmenin Wanxiang’ın her iki şirketi de Biden’ın yardımıyla aldığını ve bu şekilde en son teknolojilere sahip olduğunu söylüyor. Wanxiang, ancak bu şekilde ABD makamlarının kontrollerini aşabilmiş ve iflas eden şirketleri ucuza satın alabilmişti.
Bir Yatırım Fonu – Özellikle Hunter için mi kuruldu?
Sonraki dönemde, Hunter Biden’ın Çin ile olan işleri büyümeye ve genişlemeye devam etti: 4 Aralık 2013, Joe Biden Çin’i ziyaret etti. Amerika Birleşik Devletleri’nin o zamanki Başkan Yardımcısı’na oğlu Hunter eşlik etti. Joe Biden Çinli politikacılarla görüşürken, Hunter Biden Çinli finans uzmanlarıyla bir araya geldi.
Joe Biden’ın ayrılmasından 10 gün sonra Bohai Harvest Rosemont (BHR) adlı yeni bir ortak fon oluşturuldu. BHR kurulduğunda, Bank of China’dan 1 milyar dolar sermaye aldı. Altı ay sonra sermaye 1,5 milyar dolara çıkarıldı.
BHR, Hunter için özel olarak oluşturulmuş görünen bir yatırım fonudur. Öncelikle BHR’nin yapısına bir göz atalım.
Hunter Biden yüzde 10 hisseye sahipti. Çin Bankası, Çin Posta Tasarruf Bankası, Çin Kalkınma Bankası ve bir emeklilik fonu da dahil olmak üzere dört büyük Çin finans kurumu hisselerin yüzde 30’una sahipti; Çin’deki dört büyük fondan biri olan Harvest Fund Management yüzde 30’a ve üst düzey ÇKP yetkililerine ait diğer üç şirketin her biri yüzde 10 hisseye sahipti.
Bu yapıyı incelediğinde, sadece her biri BHR’deki hisselerin yüzde 30’una sahip olan iki büyük hissedarın şirkete yatırım yapmak için gerçekten para yatırdığını, Hunter Biden dahil diğer dört hissedarın da, yatırım yapmadan bedelsiz şekilde hisse verildiği görülmektedir.
Biden’ın duruşu 180 derece değişti – Çin karşıtlığından Çin yanlısına
Bu anlaşma ve birliktelikten sonra, BHR dünya çapında iş yapıyor. Oğlu Hunter’ın iş ilişkileri arttıkça Joe Biden’ın Çin’e karşı siyasi duruşu değişti.
ABD hükümeti belgelerine göre, Biden’in ÇKP’ye karşı tavrı 2013 Çin gezisinin ardından yumuşadı. Joe Biden, Ekim 2014’te Harvard Kennedy School’da bir konuşma yaparken şunları söyledi:
“Çin’in Amerika’nın öğle yemeğini yediğini birçok kez duydum. Ben Çin’in başarılı olmasını istiyorum. Ekonomik açıdan başarılı olmaları bizim çıkarımıza.”
Ayrıca, “Çin ile ilişkimizi sürdürmek, başarılı olmamız gereken stratejinin en önemli parçası. Sık sık rekabet içinde olacağımızı kabul etsek de, çatışmalar ile değil, Çin ile daha yakın işbirliği için çabalamalıyız.” dedi.
Bu açıklamalar, Joe Biden’ın şahinlikten komünist Çin’e doğru olan değişiminin belgesidir. Duruşu birden, 180 derece değişti.
Hunter’dan 25.000 Fotoğraf ve 11.500 E-posta
2017’de Hunter Biden, CEFC China Energy ile başka büyük işlere imza attı.
Delaware’deki bir bilgisayar mağazasına üzerinde Beau Biden Vakfı etiketi bulunan ıslak bir dizüstü bilgisayar gelmişti. Beau Biden, Hunter Biden’ın ağabeyidir. Sabit diskte Hunter’dan 25.000 fotoğraf ve 11.500 e-posta vardı.
Bu e-postalar, Çinli CEFC şirketinin Hunter Biden’a “sadece bağlantı kurmak için” yılda 10 milyon dolar teklif ettiğini gösteriyor. Bu ödemelerin süresi 3 yıldı. Buna ek olarak, Hunter Biden yeni bir şirket kurarken hisselerin yüzde 20’sinin kendilerine ve hisselerinin yüzde 10’u da “Big Guy” için ayrıldığı görülmekte.
Tony Bobulinski, Joe Biden’ın bu “aile işlerinde” “istekli ve taraflı bir katılımcı” olduğunu söylerken, Joe Biden’nın kendisi, oğlunun işleri ile hiçbir ilişkisi olmadığını savunuyor.
Günümüzde, ABD ile Çin arasındaki ilişkiler, tüm zamanların en düşük seviyesinde. Çin devlet televizyonu, bir haftadır 50’li yılların başında Kore Savaşı ile ilgili filmler gösteriyor. Bu bir yandan Kuzey Kore ile müttefiki Çin, diğer yandan ABD liderliğindeki Güney Kore ve Birleşmiş Milletler birlikleri arasındaki askeri bir çatışmaydı. Bu tesadüf veya öylesine olan bir durum değil. Bu Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı savaş için seferberlik yapmakla ilgili.
Geçen hafta yaptığı bir konuşmada, Çin devlet başkanı Xi Jinping, Çin halkının artık örgütlendiğini bile söyledi. O, “Çin halkıyla dalga geçilmemeli, kışkırtılırsa işler çirkinleşir”, dedi. Bir ülke adı vermedi, ancak bağlamı bilen herkes onun ABD’den bahsettiğini biliyor.
Peki Joe Biden bugün Çin’i nasıl görüyor? Geçen gün bir CBS röportajında Rusya’nın ABD için en büyük tehdit olduğunu söyledi. Çin’in ise en büyük rakipleri olduğunu.
“Bence şu anda Amerika için güvenliğimizi ve ittifaklarımızı kırmak açısından en büyük tehdit Rusya. İkincisi, en büyük rakibin Çin olduğunu düşünüyorum.”
Pekin’in Uzun Vadeli Planları ve Şantaj Yöntemleri
Biden ailesinin ve diğer etkili politikacıların çocuklarını kazançlı anlaşmalar ve farklı avantajlarla nasıl cezp etmek kullandıklarına baktığımızda, kolayca anlaşılıyor. Bu sözde prensler ve prenseslerin, ebeveynlerini kariyer basamaklarını yükseltmek için kullandıkları çok açık, yani iki tarafı da bir kazan kazan ilişkisi içerisinde olduğunu görüyoruz. Ayrıca şımarık ve kontrolü sıkça kaybeden bu çocukların gizlice çekilmiş fotoğrafları ve videoları sayesinde, Çin Komünist Partisi’nin ABD’li üst düzey politikacılar veya nüfuzlu şahsiyetler olan ebeveynlerine şantaj yoluyla, istediklerini yaptırdıkları da açık.
Ayrıca Hunter’ın sabit diskinde ve e-postasında yeni, planlanan bir proje için bulunan irtibat kişileri görülmekte. Demokrat Partisi’nden yüksek rütbeli politikacıların, mesela Başkan Yardımcısı Kamala Harris, New York Eyalet Valisi Andrew Cuomo, New York Belediye Başkanı Bill de Blasio da dahil olmak üzere birçok kişinin adı geçmekte.
Hunter Biden’ın yüz kızartıcı fotoğraflarının arasında ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy’nin oğlu Pelosi’nin de görüldüğü söylenmekte. Eğer bu suçlamalar doğruysa, bu politikacıların Çin ile tasvip edilemez işler içinde olduğunu göstermektedir. Bu ABD siyaseti için felakettir ve tüm ABD için zararlıdır.
Büyük fotoğrafa baktığımızda gördüğümüz manzara pek iç açıcı değil. Zamanla, Hunter Biden’ın Çin ile olan işi büyüdü. Ve Biden ailesinin Çin politikacıları ve iş adamları ile olan temaslar yakınlaştıkça, Joe Biden’ın komünist Çin’e karşı tutumu da daha ılımlı hale geldi.
Konuk yazar Lisa Lee tarafından, The Epoch Times Almanca
Çeviren: Evren Durmaz, Epoch Times Türkiye
*Bu makalede yer alan görüşler yazarın görüşlerindir ve Epoch Times’ın görüşlerini yansıtmayabilir.
Yorumlar kapalı, ancak trackbacks Ve pingback'ler açık.